Gece Evi^Nin KaranLık Ve BüyüLü DünYası...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Gece Evi^Nin KaranLık Ve BüyüLü DünYası...

P.C. Cast Ve KrisTen CasT'ın Elinden Dünyayı peşinden SürükLeyen Yeni WamPir Akımı... Kendinizi ZoEy'in DünyaSına KapTırMaMak İçİn DiKKatLi OLmaLısInıZ...
 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Gece Evi Röportaj!

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Stevie Rae Johnson
Yönetici / Yüksek Rahibe / Kırmızı ÇayLak / 3. Sınıf Çaylak / Karanlık Kız
Yönetici / Yüksek Rahibe / Kırmızı ÇayLak / 3. Sınıf Çaylak / Karanlık Kız
Stevie Rae Johnson


Ruh HaLi : EğLenCeLi
Savaş TaraF'Mm : Nyx Tabikide...
Mesaj Sayısı : 465
Puan : 1823

KarakTer Sayfası
Uyarı Seviyesi:
Gece Evi Röportaj! 241687220/100Gece Evi Röportaj! Q6448877883_2263  (0/100)
Başarı Puanı:
Gece Evi Röportaj! Expf25/100Gece Evi Röportaj! Q6448877883_2263  (25/100)

Gece Evi Röportaj! Empty
MesajKonu: Gece Evi Röportaj!   Gece Evi Röportaj! Icon_minitimeCuma Mart 05, 2010 9:03 pm

Bir Pegasus çalışanı ve serinin çevirmeni olan Sevinç Tezcan Yanar, Gece Evi serisi, seri hakkındaki
düşünceleri, son zamanların gündem konusu olan vampir akımı, Pegasus’un
ileride çıkarmayı düşündüğü seriler ve çevirmenlikle ilgili bir
röportaj verdi.

İşte o röportaj:

Tüm dünya çapında inanılmaz bir akımla karşı karşıyayız.
Vampir akımı… Amerika’daki kitap evleri neredeyse standlarının yarısını
vampir edebiyatına ayırıyorlar. Türkiye’de de bunun yansımalarını
görüyoruz elbette. Peki siz bu akım hakkında ne düşünüyorsunuz? Vampir
edebiyatı sizin için ne ifade ediyor?


Açıkçası Gece Evi’yle tanışana kadar
vampir akımıyla çok mesafeli bir ilişkimiz vardı. Hatta diğer serileri
ismen bilmeme rağmen, hiçbirini okumamıştım. Ve hâlâ da okumuş değilim.
TV’deki dizi örnekleri için de aynı şeyi söyleyebilirim. Vampirlerle
dostluğum Zoey ve arkadaşları sayesinde başladı. Bana göre bunun en
önemli nedeni, vampir romanlarının önemli kahramanlarının genelde hedef
okuyucu kitlesinin kendini özdeşleştirebileceği yaşlarda olmaları. Bu
kahramanlar insani özelliklerinin yanısıra doğa üstü güçlere de
sahipler.
Aşk, macera, iyiyle kötünün savaşı…

Peki sizce Vampir Akımı uzun süre kendisini belli eder mi? Yoksa bunu gelip geçici bir akım olarak mı görüyorsunuz?


Dürüst olmalıyım ki Pegasus Yayınevi
benden bu serinin çevirisini yapmamı istediğinde, olayın boyutunun çok
farkında olmadığım için, geç atılmış bir adım olarak düşünmüştüm. Meğer
vampirlere olan ilgiyi küçümsemişim. Yine de günümüz dünyasında her
akım gibi bu akımın da bir noktada cazibesini yitireceğini düşünüyorum.
Çünkü her şey kolayca tükeniyor. Ama bunun için henüz çok erken.
Üstelik bu seriler görsel öğelerle de destekleniyor ve bu, işin
cazibesini arttırıyor ve daha uzun ömürlü kılıyor.

İnternette geniş çaplı bir araştırma yapınca görüyoruz ki
çok fazla vampir serisi oluşmuş durumda. Peki Pegasus’un özellikle Gece
Evi Serisi’ni seçmesinin sebebi ne olabilir sizce?


Pegasus’un genel anlamda kitap seçimi
konusunda çok bilinçli davrandığını gözlemliyorum. Yurt dışındaki
yayınevlerini ve yazarları sıkı sıkıya takip ettiklerini, bu işe ciddi
mesai harcadıklarını da çok iyi biliyorum. Seriyle ilgili ilk
konuştuğumuzda yazarın üslübunu beğendiklerini, konu ve karakterleri
çekici dulduklarını anlatmışlardı. Zoey’nin sevilen bir kahraman
olmasının zor olmayacağını düşünüyorlardı. Tabii bir de bu serinin çok
sayıda fanatiğinin olması ve bu fanatiklerin Gece Evi Serisi’ni
Alacakaranlık ve diğer tüm vampir serilerinden çok daha keyifli ve
başarılı bulduğunu görmeleri de kararlarında etkili olmuştu. Dediğim
gibi Pegasus bu konuda çok sıkı çalışıyor. Zaten seriyi birçok yayıncı
içinden sıyrılıp aldılar.

Seri Türkiye’de oldukça popüler. Vampir Edebiyatı’yla
ilgilenen çoğu kişi seriye bağlanmış durumda. Siz bunun sebebini neye
bağlıyorsunuz?


Dil çok akıcı ve eğlenceli. Karakterler
çok sempatikler ve vampir adayı olmalarına rağmen, zaaflarından tam
anlamıyla arınmış değiller. Zoey, sıradan bir genç kızın kaygılarını,
gel gitlerini ve heveslerini yaşarken, doğa üstü güçlere de sahip ve
büyük işler başarıyor. Hepimiz bir parça onun gibi olabilmek istemez
miydik? Üstelik yalnız da değil. Hikayeyi daha cazip kılan dostları,
düşmanları ve aşkları var.

Serinin ilginç bir dünyası var. Birkaç istisnai seri
dışında genelde vampirler varlıklarını insanlardan saklarken Gece Evi
serisinde vampirler açıkça biliniyorlar. Hatta oyuncuların,
şarkıcıların ve yazarların çoğu da vampir. Yani gerçekte böyle bir
dünya oldukça ilginç olabilirdi… Bu konuda ne düşünüyorsunuz?


Çok güzel bir saptama. Bu seri
vampirleri çok seçkin bir tür gibi sunuyor; korkunç değiller, fiziksel
olarak çok güzel, çok yetenekli ve zeki bir tür. İsmi geçen ünlülerin
bu konuda ne düşündüklerini çok merak ediyorum doğrusu. Yazarların bir
bildiği olabilir mi acaba? Belki de gerçekten böyle bir dünya var ve
biz sıradan faniler farkında değiliz.

Bildiğiniz üzere serinin oldukça kapsamlı bir official
sitesi var. Bu sitede de serinin karakterlerine ait bazı resim ve
videolar var. Siteye ve bu görsellere hiç göz attınız mı?


Tabii ki attım, atmaz olur muyum?

Peki sitede karakterlerle yapılan eşleşmeler hakkında ne
düşünüyorsunuz? Sizce resimlerdeki ve videolardaki kişiler serideki
karakterler için uygun mu? Hoşunuza gitmeyen yada bu kesinlikle olmuş
dediğiniz biri var mı?


Bence bazıları çok uygun, bazıları
değil. Aslına bakarsanız beni en çok hayal kırıklığına uğratan Zoey’nin
kendisi oldu. Daha şirin ve sıcak bir kız bekliyordum. Kızılderili
kökenini biraz daha belirgin biçimde yansıtan bir kız. Sitedeki kız
yaşça çok daha büyük duruyor. Heath, İkizler ve Damien çok uygun
düşmüşler.

Genelde çevirmenlerin çoğunun, çevirdikleri kitapta
kendilerine bir favori karakter seçtiklerini duymuştum. Sizin seride
bir favori karakteriniz var mı?


Aslında hepsini seviyorum diyebilirim. Ama en çok Zoey’i ve Damien’i seviyorum.

Neden Zoey ve Damien?


Zoey’i kendi hatalarıyla yüzleşebilen
ve kendisiyle konuşabilen bir kız olduğu için seviyorum. Dediğim gibi,
vampir olması dışında aramızda kolayca var olabilecek bir kız. Damien
ise dolu dolu ve akılcı bir karakter. Tabii bir de İkizler var, çok
eğlenceliler.

Seriyi çevirirken sizi kızdıran anlar oldu mu? Yani mesela
Sevin Okyay’ın, Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nı çevirirken,
Harry’nin kitaptaki tavırlarından dolayı çok sinirlendiğini ve Harry’yi
dövme hissiyatıyla dolduğunu okumuştum. Gece Evi serisi çevirisi
sırasında sizi kızdıran, sinirlendiren karakterler yada olaylar oldu mu?


Bazen Zoey’nin şıpsevdiliğine ve kolayca aşık olmasına kızıyorum doğrusu ama henüz onu dövme isteği duymadım.

Peki seride en çok sevdiğiniz kitap hangisi?


Aslında her kitap bir öncekini aşıyor. Bir ayırım yapmak zor.

Çevirirken, “Ben olsaydım burayı böyle değil de şöyle yazardım.” dediğiniz bir kısım var mı?


Hayır. Yazarların üslubunu çok samimi ve hoş buluyorum.

Serinin dördüncü kitabı olan Vahşi’nin Eylül ayında çıktığını biliyoruz. Peki tam olarak çıkış tarihi belli mi?


Bildiğim kadarıyla tarih tam belli değil ama 10-20 Eylül arası bir tarih olacağı kesin.

Pegasus yayınlarının daha çok siyasal kitapları
bastıklarını biliyoruz. Gece Evi serisini basmakla büyük bir değişiklik
yaptı. Peki, Gece Evi serisinin benzeri bir vampir serisini daha
Türkiye’ye kazandırma gibi bir planları var mı?


Aslında Pegasus Yayınları kurulduğundan
beri birçok alanda yayın yapmıştı ama yayınevlerinin piyasada
romanlarını sevdirmesi çabuk olmadığı için bu yönü daha geç fark
edildi. Gece Evi Serisi’de bu süreçte çok önemli bir yere sahip. Diğer
vampir serilerine gelince, Karen Chance, Sherrilyn Kenyon, Kresley Cole
gibi dünya çapında oldukça popüler yazarların eserlerini de
yayınlayacaklarını biliyorum. Ayrıca başka sürprizlerde olacak.

Gece Evi dışında çevirdiğiniz kitaplardan Açlık Oyunları’nı
da okudum ve onun da ülkemizde geniş bir kitlesi oluştu. 1 Eylül’de
Amerika’da çıkacak olan 2. kitabı yani Cathing Fire’ı bende dahil bir
çok kişi sabırsızlıkla bekliyor. Bu kadar sevilmesinin sebeplerinden
biri de hiç kuşkusuz çevirisinin muntazamlığı. Bu noktada da elbette
devreye siz giriyorsunuz. Çevirmen olmaya nasıl karar verdiniz?


Öncelikle iltifatınız için çok teşekkür
ederim. Açlık Oyunları’nı ben de çok sevdim. Müthiş bir fikirden ve
gelecekte yaşanması çok da imkansız olmayan bir fikirden yola çıkılarak
yazılmış. Yazarın dilinin akıcılığı, çeviriyi de kolaylaştırıyor. Ateşi
Yakalamak (Catching Fire) da bomba gibi geliyor. Aslına bakarsanız,
Gece Evi’ni ve Zoey’i sevenlerin, Açlık Oyunları’nı ve Katniss’i de çok
seveceklerinden eminim, mutlaka okumalılar. Çevirmen olmaya nasıl karar
verdiğime gelince, oldum olası edebiyatı çok sevmişimdir. Yabancı
dillere merakım ve ilgim de her zaman büyük oldu. Eğitim hayatım
boyunca bu konuda hep çok yüreklendirilmişimdir. Biraz hobi gibi
başladığım çevirmenlik şimdi benim için tam zamanlı, çok ciddi ve bir o
kadar da keyifli bir işe dönüştü.

Bize başarılı çevirmenliğin gerektirdiklerinden bahsedebilir misiniz?


Çeviri yapabilmek için her iki dile de
çok iyi hakim olmak gerek. Bu da çok kitap okumakla mümkün olabiliyor.
Ve tabii işin bir de yetenek boyutu var. Tabii ki her yeni kitap insana
yeni bir şeyler öğretiyor. Hatalarım mutlaka oluyordur ama kendimi
aşmak için çok çaba sarfediyorum. Ve tabii işimi çok ciddiye alıyor ve
keyifle yapıyorum.

Çeviri yaparken nelere dikkat ediyorsunuz? Özel bir çalışma sisteminiz var mı?


Çeviri yaparken, öncelikle kitabın
okuyucu kitlesini gözümde canlandırmaya, empati kurmaya çalışıyorum.
Çevirdiğim bölümleri tekrar tekrar okuyup değiştiriyor, törpülüyorum.
Okuyucunun keyif verici bir yolculuğa çıkabilmesi için çaba
sarfediyorum. Gece Evi Serisi’nde bolca marka adı geçiyor mesela.
Bunları olduğu gibi Türkçe’leştirmek anlam bozukluğuna yol açabilirdi.
Bu yüzden okuyucuların hikayenin içine iyice girebilmesi için o
markaları dip notlarla açıklamayı tercih ettim, umarım okuyanların da
hoşuna gidiyordur.

Çevirdiğiniz kitap konu ve içerik olarak sizi tatmin etmezse bu çevirinizi de etkiler mi?


Elbette. Bence bir çevirinin başarılı
olmasının olmazsa olmazlarından biri, çevirmenin yazarı ve üslubunu
benimseyebilmesi, hikayeyi ve karakterleri sahiplenebilmesi. Bazen çok
kötü çeviriler de görüyoruz. O çevirmenlerin kitabı sevemediklerini
düşünüyorum. Belki garip gelecek ama ben her kitabın sonunda, sevdiğim
bir dosttan ayrılır gibi etkileniyorum. Neyse ki seriler sayesinde
onlardan çok ayrı kalmıyorum. Şaka bir yana, ben bu konuda çok
şanslıyım, çünkü Pegasus’la çok güzel bir iletişimimiz var. Bir kitap
üzerinde anlaşmadan önce, içerikle ilgili konuşuyoruz, ilgilenip
ilgilenmeyeceğimi soruyorlar. Dediğim gibi şanslıyım; Pegasus çok güzel
kitaplar seçiyor. Ve bugüne kadar hep çok ustaca seçilmiş, kaliteli
kitaplar çevirdim. Bundan sonra da öyle olacağından eminim.

Gece Evi’ni çevirirken özellikle kendi cümlelerinizi
kurduğunuz, değişiklik yaptığınız kısımlar oldu mu, yoksa birebir
çevirmeyi mi tercih ettiniz?


Genelde birebir diyebilirim. Çünkü
sonuçta yazarlara saygım sonsuz! Ama tabi bazen Türkçe’de yavan kaçacak
ya da İngilizce’dekiyle aynı etkiyi yaratmayacak ifadeler olabiliyor.
Onları biraz şekillendirdiğim oluyor. Çeviri bir anlamda kitabı yeniden
yazmak demek.

Ne tarz kitaplar okuyorsunuz? Fantastik edebiyat ile ilgileniyor musunuz?


Aslında ben en çok Türk yazarların
eserlerini okuyorum. Bir de gerilim romanlarını ve ilginç hayat ve aile
hikayelerini severim. Fantastik edebiyata biraz uzak kalıyordum ama
işim dolayısıyla sıkı fıkı olmaya başladık.

Tüm bu vampir edebiyatı içinde Gece Evi Serisi dışında okuyup da beğendiğiniz başka bir vampir kitabı var mı?


Dediğim gibi, diğer vampir kitaplarını okumadım.

Kitapları çeviri olarak mı yoksa orjinal dillerinde mi okumayı tercih ediyorsunuz?


Bildiğim bir dilse, orijinal dili
tercih ederim. Gerçi galiba ben de bir tür meslek hastalığı oluştu.
Orijinal kitapları okurken, kendimi sık sık “Bunu nasıl çevirirdim?”,
çeviri kitapları okurken de “Ben bu cümleyi nasıl kurardım acaba?” diye
sorgularken yakalıyorum.

Hayatınız boyunca, keşke bu kitabı çevirecek kişi ben olsaydım dediğiniz bir kitap var mı?


Çocukken ben de en çok yer eden
kitaplardan biri Louisa May Alccott’un “Küçük Kadınlar”ıydı, o zaman
çeviriyi düşünmesem de o kitabı yazmış olmak istemiştim. Son yıllarda
okuduğum kitaplar arasında Jean-Christophe Grangé’nin Kızıl
Nehirler’ini çevirmeyi isterdim mesela.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://geceeviseries.vampire-legend.com
Prof. Nolan
*ProFesör
*ProFesör
Prof. Nolan


Ruh HaLi : ÇıLgıN
Savaş TaraF'Mm : nxy
Mesaj Sayısı : 156
Puan : 175

KarakTer Sayfası
Uyarı Seviyesi:
Gece Evi Röportaj! 241687220/0Gece Evi Röportaj! Q6448877883_2263  (0/0)
Başarı Puanı:
Gece Evi Röportaj! Expf5/100Gece Evi Röportaj! Q6448877883_2263  (5/100)

Gece Evi Röportaj! Empty
MesajKonu: Geri: Gece Evi Röportaj!   Gece Evi Röportaj! Icon_minitimeC.tesi Ağus. 07, 2010 11:51 pm

iymişş Very Happy
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Stevie Rae Johnson
Yönetici / Yüksek Rahibe / Kırmızı ÇayLak / 3. Sınıf Çaylak / Karanlık Kız
Yönetici / Yüksek Rahibe / Kırmızı ÇayLak / 3. Sınıf Çaylak / Karanlık Kız
Stevie Rae Johnson


Ruh HaLi : EğLenCeLi
Savaş TaraF'Mm : Nyx Tabikide...
Mesaj Sayısı : 465
Puan : 1823

KarakTer Sayfası
Uyarı Seviyesi:
Gece Evi Röportaj! 241687220/100Gece Evi Röportaj! Q6448877883_2263  (0/100)
Başarı Puanı:
Gece Evi Röportaj! Expf25/100Gece Evi Röportaj! Q6448877883_2263  (25/100)

Gece Evi Röportaj! Empty
MesajKonu: Geri: Gece Evi Röportaj!   Gece Evi Röportaj! Icon_minitimePaz Ağus. 15, 2010 8:26 pm

Evet Smile
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://geceeviseries.vampire-legend.com
 
Gece Evi Röportaj!
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Afrodit ile röportaj
» Gece Evi PastaLarı
» Gece Evi 12 Kitap
» GECE EVİ HALKI BURAYA !
» Gece Evi Serisini Beğendiniz??

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Gece Evi^Nin KaranLık Ve BüyüLü DünYası... :: Gece Evi Serisi - Haberler :: Kitaplar-
Buraya geçin: