Stevie Rae Johnson Yönetici / Yüksek Rahibe / Kırmızı ÇayLak / 3. Sınıf Çaylak / Karanlık Kız
Ruh HaLi : Savaş TaraF'Mm : Nyx Tabikide... Mesaj Sayısı : 465 Puan : 1823
KarakTer Sayfası Uyarı Seviyesi: (0/100) Başarı Puanı: (25/100)
| Konu: Dracula || Bram Stoker || İnceleme Çarş. Tem. 07, 2010 1:58 pm | |
| Bram Stoker – DraculaUzun zamandır insanların korku öğelerinden biri olan vampirlerin belki de en güçlüsü olarak anılan Dracula’nın,Stoker’ın hayal gücüyle birleşerek karşımıza çıkan bir kitap bu…Dracula’yı baştan yaratıp romanlaştıran Stoker,şimdi oldukça popüler olan vampir edebiyatının temelini atmış ve ilk vampir romanını yazmıştır.Ayrıca şimdiki neslin alışkın olduğu iyi vampir türünün aksine gerçek vampir efsaneleri temel alınarak yazılmıştır.1897 yılında ilk baskısı yapılan Dracula,Bram Stoker’ın ünlendiği roman olup, İngiliz edebiyatının da en önemli korku yapıtı sayılmaktadır.Victoria döneminin karanlık yanlarını romanlarında kullanan Stoker bu romanında da bunu oldukça vurgulamıştır. Ayrıca yapıt birçok kere sinemaya uyarlanmıştır.1992’deki Bram Stoker’s Dracula’ya kadarki yapımların arasında ise yine Bram Stoker’s Dracula içlerinde en iyisi olmuş ve yapıta en yakın film olarak kabul edilmiştir.Kitabımız Jonathan Harker’ın 3 Mayıs tarihli tuttuğu günlükle başlar.Kahraman Transilvanya’nın Bistritz adlı bir kasabasına gelmiştir ve bölgenin Kontu olan Dracula’yı ziyaret edecektir.İlk başta anlayamadığı bir dil konuşan köylülerin bazı tavırları onu rahatsız etse de Kont’un evine gidecektir.Kont asil ama yaşlı bir adamdır.Hasta bir görünüşe sahiptir,Jonathan bazı gariplikler hissetse bile, Kont’un misafirperverliği onu memnun edecektir.Ta ki görünenin altında çok daha farklı,çok daha korkunç şeyler olduğunu anlayana kadar…Jonathan’ın yaşadıklarını yazdığı satırlar buram buram korku ve telaş kokmakta,bazı boşluklarda aynı boşluğu yaşamamıza neden olmaktadır.Günlüklerde Jonathan neredeyse delirme safhasına geliyor ve gün gün tuttuğu notları artık gün aşırıya çıkıyor.Harker’ın günlüklerinin bitiminde ise Jonathan’a ne olduğu konusunda büyük bir meraka düşürüyor bizi Bram Stoker…Bundan sonra karşımıza çıkan yeni kahramanlarımızın günlükleri ve mektuplarıyla devam ediyoruz yola…Stoker’ın ince yazdığı günlükler onun anlatımıyla birlikte içine girdiğimiz kurguyu gerçeğe çeviriyor adeta.Okurken,soluk soluğa kaldığım satırlar var. Stoker’ın anlatımı hem gerçekçi hem de insanı içine çekecek türden, ki bunu her yazarın başaramadığı da bilinir.Yazarımızın kurgu ve anlatımı da zaten kitabı en önemli yapıtlar arasında yer almasını sağlamamış mıdır?Hikaye Dracula ve Harker’dan sonra Mina,Lucy,akıl hastanesi müdürü Dr. Seward, Lucy’nin nişanlısı olan Arthur yani Lord Godalming,bir kahraman ve centilmen olarak gösterilen Bay Morris ve son olarak da çeşitli hikayeler ve filmlerde yer almış vampir avcısı olarak tanınan,burada ise bir profesör olarak karşımıza çıkan Abraham Van Helsing karşımıza çıkıyor…Karakterlerin birbirleri arasında önceden bağlantılar olmasına rağmen,Stoker hikayenin gelişmesiyle hepsini birbirine kopmaz bağlarla sabitliyor.Öyle ki hikayeden hangi karakteri atmak isterseniz isteyin çıkartamaz hale geliyorsunuz.Mina’nın en yakın arkadaşı Lucy garip bir şekilde rahatsızlanır.Dr. Seward ne yaparsa yapsın bunun sebebini bulamaz ve eski arkadaşlarından olan Profesör Van Helsing’i çağıracaktır.İki adam geceler boyunca genç kızı hayatta tutmaya çabalarlar, Van Heling,bunun arkasında ne olduğunu bilmesine rağmen,tam bir sır gibidir.Dr Seward’ın mantığı ise bazı sınırlardan öteye geçemiyordur.Lucy’nin ölmesi ve ardından bir Ölümden Dönen’e (vampir tanımı kitapta daha çok ölümden dönen olarak geçiyor) dönüşmesi Kont Dracula’nın kimliğinin açık vermesine neden olacaktır.Günlükleri ve kafasındaki bilgileri birleştiren Van Helsing ise belli sonuçlara varmaktadır.Mina ise nişanlısı bulmuş ve onunla evlendikten sonra eline geçen günlüğü okumuştur.Bunları okuduktan bir süre sonra tanımadığı Van Helsing adında bir profesör kendisiyle iletişime geçecektir.Ellerinde topladıkları bilgilerle Kont Dracula’nın varlığını çözen bu grup kendilerini asırları deviren bir lanetin içinde bulacaklardır.İşleri kolay değildir,çünkü karşılarındaki, lanetlerle dolanmış adam, hem çok zeki hem de çok güçlüdür.Tüm bilgileri kullanmaya ve ellerinden gelen her şeyi yapmaya çalışarak Dracula’nın peşine düşeceklerdir.Fakat bilmedikleri şey,tehlikenin zaten onların ensesinde olduğu ve geride bıraktıkları bir şeyi istediğidir.Bunu öğrendikten sonra çok az vakitleri kalır,karanlık bir tünelin içinde ışığı giderek sönen bir fener ile ne kadar yol alabileceklerdir?Konunun işlenişi,kurgunun gidişatı ve uzun zamandır okuduğum tek kötü vampir olan Dracula’nın işlenişini,Stoker’ın başarılı olmasının hiç de küçümsenmeyecek bir şey olduğunu hatırlatıyor bize.Ayrıca yazarımızın çok da bilgili bir adam olduğunu… Çeşitli kültürlerden alıntıları,yazarların veya şairlerin eserlerinden serpiştirmeleri ve Dracula’nın yaşamıyla birleştirdiği tarih…Stoker,hikayesini gerçekle tek çizgi üzerinde götürebilmiş gerçekten.Açıkçası okurken Türk kültüründen ve tarihinden bir şeyler görmek de hoşuma gitti.Kitapta eleştirimin kötü olabileceği bir şey sorulursa ise kesinlikle final sahnesi diye cevaplarım,görkemli bir şekilde ilerleyen kurgunun yanında biraz soluk kaldığını düşünmekten alamıyorum kendimi…Ama yine de tatmin etmeyen bir son olduğunu da söylemem… Eğer benden gerçek bir tavsiye istiyorsanız,hangi vampir kitabını okuyorsanız bırakıp hemen bu kitabı okumanız olacaktır.Çünkü ilk vampir romanı olan bu kitabı okumadan vampirlerin dünyasına tamamen girilmeyeceğinin bilincine varacaksınızdır bitirince…Ayrıca Bram Stoker’a bir kez daha teşekkür etmek geliyor içimden,böyle bir dünyanın kapılarını bize açtığı için Keyifli okumalar…
ALINTIDIR..
| |
|